Boşanma ve Çocuk | Psikoterapist - Bağdat Caddesi Psikolog

Boşanma ve Çocuk

Boşanma ve Çocuk

Bir aile ayrılık sürecine girdiği zaman herkesin bu süreçten etkileneceği bir gerçektir. Özellikle çocuklar, anne babaya bağımlı ve gelişimsel olarak her iki ebeveyne ihtiyaç duydukları için  kendilerini dingin ve güvende hissettikleri ortamlarının  beklemedikleri bir anda dağıldığını, alışık oldukları günlük rutinlerinin  bozulduğunu fark ettiklerinde; duygu dünyaları karışmış, ne hissettiklerinin farkında olmadan endişeli ve gergin olabilirler.  Boşanmanın kendisi çocuklar için travmatik bir etki yaratabilecekken evden ayrılmanın ve boşanmanın gerçekleşme şeklide bu travmanın ikincil boyutunu oluşturur.

Yapılan araştırmalar gösteriyor ki boşanma çocuklarda üzüntü, evden ayrılan ebeveyni kaybetme hissi, kaygı, suçluluk( “Benim yüzümden mi?”, “ Ben ne yaptım?” ) gibi çeşitli duygulara yol açabilir.  Çocuklarla ilgilenen yetişkinlerin; şefkatli, yetkin ve ilgili desteği ile çocuklar ayrılığın üçüncü yılında bu duruma uyum sağlayabilir. Ancak ebeveynlerin öfkelerini çocuklara yansıtması, diğer ebeveyn hakkında sergilenen olumsuz tutum ve kullanılan sözler, anne- baba kavgasının arasında kalmak çocuklar üzerinde ciddi travmatik etkileri olabilir.

Eşler, sorunlarını çözememeye başladıklarında çift terapisi ve bireysel terapiler alarak atacakları adımların daha sağlam zeminde olmasını sağlayabilir. Çünkü boşanma kararında ebeveynler de karmaşık duygu dünyası içinde olabilir. Bu karar bir uzman desteği ile içselleştirilip sindirildikten sonra çocukla paylaşılmalıdır.

Anne ve babalar; kararlarını ,çocukların bu sürecin en incinen  tarafı olduğunu akıllarında tutarak açıklamalıdır. Bu konuşma; anne ve babayla birlikte çocuğun kendini güvende hissettiği bir ortamda,  sakin bir dille yapılmalıdır. Çocuk, çok çeşitli sorular sorabilir. Hepsine dürüstçe ve çocuğun yaşına uygun yanıtlar verilmelidir. Ağlayabilir, öfkelenebilir, şoka girebilir, dehşete kapılabilir. Girdiği travmatik şok ile farklı davranışlar sergileyebilir. Tüm bunlar karşısında duygu dünyasının  anlaşıldığını çocuğa fark ettirip ebeveynlerin  sakinliğini koruması, sarılıp çocuğun bu fikre alışması için zaman tanıması , duygularını  sınırlamadan göstermesine fırsat vermesi de kıymetli ve iyileştirici bir etki sağlar. Sevildiğini bilmek, boşanmanın kendi sorumluluğu olmadığını duymak, annesi ve babası olarak daima onunla olacağınıza ikna olmak birincil önceliğidir.

Birlikte yaşamayacağı diğer ebeveyni hangi sıklıkla göreceği, okula gidiyorsa okul-kurs- spor gibi faaliyetlerinin programlanmasının nasıl olacağının organize edilmesi, verilen sözlerin tutulması, yapılan programlara sadık kalınması, yeni rutinlerin oluşturulmasında yardımcı olur.

Ayrılık sürecinin doğası bile çocukta olumsuz bir etki bırakacağı için  yeni düzenlerine alışmaya çalışırken çocuğun davranışları takip edilmelidir. Çocukta; huysuzluk, hırçınlık, tedirginlik ve saldırgan davranışlar ya da içe kapanma, üzüntü, hayal kırıklığı, boşluk, hareketsizlik, ağlama nöbetleri, uyku ve yeme bozuklukları, arkadaş çevresiyle uyumsuzluk ve okula karşı isteksizlik, yaşından daha küçük davranışlar sergileme, dürtüsel hareketlerde artış ,kontrolde azalma  davranışlarından biri veya birkaçı varsa  bir uzmandan yardım almak gerekir.

Anne ve babalar , çocuğun bir çeşit yas tuttuğunu bilmeli ; acı verici duyguları olacağını kabul etmelidir. Doğrusal olmayan yas basamaklarını( inkar, üzüntü, öfke, küskünlük, pazarlık, kabul)  ebeveynlerinin ve terapinin  de desteği ile atlatan çocuk yaşananları kabul noktasına gelecek ve yeni hayatına uyumlanacaktır.

Son Gönderiler

Yorumunuzu Ekleyin