Aile ve Çift Terapisinde, Terapi Süreci Nasıl İşler? | Psikoterapist - Bağdat Caddesi Psikolog

Aile ve Çift Terapisinde, Terapi Süreci Nasıl İşler?

Aile ve Çift Terapisinde, Terapi Süreci Nasıl İşler?

Aile ve çift terapilerinde ,bireyler farklı problem tanımlarıyla terapiden faydalanmaktadır.Bireylerin  gelişim dönemi ve tanımlanan problemin kökenine göre  hizmet alacakları uzmanlık alanı belirlenmektedir. Çocuk, ergen, yetişkin, çift ve aile terapileri gelişim dönemlerinin farklılaşması; tanımlanan probleme yetkin şekilde destek alabilmek için farklı uzmanlık alanları olarak ortaya çıkmıştır. Ne var ki ister çocuk-ergen ister yetişkin(bireysel) isterse de çift-aile olsun, terapi odasına geldiklerinde, destek beklenen problemin kökeninin ilişkiden kaynaklandığı gözlemlenmektedir.

Aile ve çift terapisinde, terapi odasına sıklıkla getirilen öfke patlamaları, kaygı içerikli ( panik atak, ayrılık anksiyetesi, sosyal fobi, sınav kaygısı vs.) problemler, boşanma, depresyon gibi listenin daha genişletilebileceği problemlerin hepsi,  kendi içindeki  farklılaşan semptomları anlatan birer durumdur. Kişilerin durumlarla karşılaşma sıklığını en çok etkileyen kriterlerden biri  ise ilişkidir. Buradaki ilişkiden kasıt bireylerin kendileriyle, etrafındaki diğer bireylerle ve yaşantılarla kendisini ilişkilendirme şeklidir. Bu açıdan bakıldığında bir ilişkilenme halinin niteliği, durumu problem haline getirebilir ya da ilişkinin kendisi problem haline geldiğinde etraftaki diğer tüm durumlar artık birer problemdir. Çift ve aile terapisi bu perspektiften bakarak,  tam da bu noktada sistemdeki ( yani aile üyeleri arasındaki) çatlakları, anlaşmazlıkları, dağılmaları, kopmaları, küskünlükleri, yetersizlikleri,çaresizlikleri ele almaktadır. Odaya getirilen ve “ilişki problemi “ olarak tanımlanan ( bağımlılıklar, boşanma, aldatma, cinsel problemler vs.) değerlendirmeleri inceler. Süreçte sıklıkla “birey olma” ve “çift olma” hallerinin birbirine fazlasıyla karıştığı, üyelerin birbirlerinin bireysel ve çift olma ihtiyaçlarını göremediği, görse de karşılamakta zorlandığı, bunlara bağlı olarak da sistemdeki çarkların artık çalışmadığı gözlemlenmektedir. Bazen de çift ya da aile içinde, aile üyelerinden ya da çekirdek aile dışındaki birey ya da durumlardan kaynaklı  çatışma ve anlaşmazlıkların olduğu gözlemlenir. Her iki durumda da başında belirtildiği  gibi temel hedef “ilişki” üzerine çalışmak, sistem üyelerinin ihtiyaçlarını belirlemek ve ilerlemektir.

Aile ve çift terapilerinde, temelde varılmaya çalışılan yer çift ya da aile üyelerinin her parçasının sürece dahil edilmesi, bireylerin bireyselliklerinin güçlendirilmesi, buna bağlı özgüvenin artması, üyeler arasındaki iletişimin açık, yapıcı, doğrudan, belirgin, gelişim odaklı olmasıdır. Bunun yanında evdeki akışın devamını sağlayan, bireyleri güvende hissettiren “kuralların”; açık, güncel, insancıl ve esnek olması terapinin temelidir. Böylelikle ulaşılmak istenen bireylerin benlik algılarını,iletişim becerilerini güçlendirmek, problem durumlarına karşı bakış açılarını değiştirmek, problemlerle baş etme becerilerini geliştirmektir. Hayatın akışında her daim zorlukla karşılaşma olasılığımızın olduğu düşünülecek olursa bireylerde bu alanların gelişim göstermesi onların kendilerini daha yetkin, hazır , güvende, destek almaya ve vermeye açık halde hissettirecektir.

Çift ve Aile Terapisinde süreç nasıl işler?

Çift ve Aile terapisine başvuran bireyle, başvuru esnasında kısa bir görüşme yapılır ve problem tanımı alınır. Çift terapisinde ilk seansta çift ağırlanır. Tek, tek problemlerinin, birbirlerinin eşliğinde yapmaları sağlanır. Çoğu zaman ortak probleme sahip olduğunu , sanki tek problem tanımları varmış gibi düşünen çift üyeleri aslında farklı ihtiyaçlara sahip olduklarını ilk oturumda belirlerler. Aslında bu çok önemli bir deneyimdir. Çift ve aile ilişkilerinde bireysel ihtiyaçlar çoğu zaman gözden kaçar. Bu bireyselliğe vurgu yapmak ve bireysel öyküleri almak adına sonraki 2 seans, her birey ile tek tek  gerçekleşir. Süreç, ihtiyaca göre şekillenmekle birlikte sıklıkla çift ve tek tek olmak üzere ilerler.  Aile de ise durum farklıdır. Burada tespit edilen probleme, ihtiyaçlara, ailedeki yaş skalasına göre farklı kombinasyonlar oluşturularak çalışma planı çıkarılır. Burada şöyle sorular gelebilmektedir;

  • “3 yaşındaki kızım uzun süre tuvaletini tutmaktadır” problemi ile gelindiğinde, hedef çocuğun ihtiyacı ile ilgilenmektir. Bu ihtiyaca yönelik çalışmalar olur ancak katılırsınız ki bu küçük birey de sistemin bir üyesidir ve birbirleriden bağımsız düşünülemezler , çoğu kez öncelikle anne ve baba ile görüşme yapılır, çocuğun dahil olduğu gözlem seansları yapılır, ihtiyaca göre ya yalnızca anne ve baba ile birkaç oturum görüşme yapılarak problemin değişmesi hedeflenir ya da öyküye göre çocuk ile oyun terapisine geçiş yapılır. Ancak bu yaş grubunda yetişkinler her zaman çalışmanın belirli bir mesafede içerindedir.
  • “17 yaşındaki oğlumun madde kullanımı ile ilgili endişelerim var.” problem tanımında ,durum hakkında yardım talebi ile arayan ebeveyn ile görüşme yapılarak, aile üyelerinin durumla ilişkisi hakkında kısaca bilgi alındıktan sonra ergenlik dönemi gelişim özelliklerini de göz önünde bulundurarak işbirliği varyasyonlarına göre görüşülecek isim kombinasyonları belirlenir. Bu bazen tüm aile ile ilk oturumda görüşmek şekilde de olabilir bazen yalnızca ebeveyn ile bazen de problem tanımındaki genç ile.

Süreç görüldüğü gibi ihtiyaca göre belirlenerek ilerlemekte ve akış sağlanmaktadır.

Son Gönderiler

Yorumunuzu Ekleyin